T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/374
KARAR NO : 2022/333
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/11/2021
KARAR TARİHİ : 01/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; 2019/101078 sayılı başvuruya karşı müvekkilinin ileri sürdüğü itirazların 2016 60325 sayılı müvekkili markası bakımından haklı görülerek başvurunun "SINIF 11: Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri." Emtiaları bakımından kısmen reddolunduğunu, halbuki dava konusu markanın tümden reddi gerektiğini, müvekkilinin “...” markasını çok uzun yıllardır tescilsiz olarak kullandığını, 1998 yılından beri de tescil ile kullandığını, müvekkili markası ile dava konusu markanın benzer olduğunu, davalı markasındaki sair unsurların markaları ayırt etmek için yeterli olmadığını, davalı markasının da esas unsurunun “...” olduğunu, müvekkilinin "..." markasını 07 ve 11 numaralı sınıflar için tescil ettirdiğini, davalının tescil başvurusunda bulunduğu ürün grubu ile müvekkilinin tescilli markasının ürün gruplarının benzerlik arz ettiğini ve bu durumda söz konusu markaların tüketici nezdinde karışıklığa yol açacağını, müvekkili markasında eşya grubunda ağırlıklı olarak soğutma ürünleri yer almışsa da "klima ve havalandırma" santrali ibaresine de yer verilerek soğutucu ve ısıtıcı ürünlerin kapsam içine alındığını, başvurunun tümden reddi gerektiğini, davalının, müvekkili markalarının tanınmışlığından haksız yarar temin ettiğini, müvekkili markalarının 1975 yılından beri endüstriyel ısıtma ve soğutma sistemleri üzerinde çalıştığını, 1998'de tescil edilen "..." markasıyla da yaklaşık çeyrek asırlık zaman diliminde alanındaki tanınmış hale geldiğini, davalının bu tanınmışlıktan yararlanmayı amaçladığını, Ankara 4. FSHHM 2021/16 D. İş sayılı dosyası kapsamında davalı aleyhine yapılan delil tespitinde davalının soğutma ürünlerinde faaliyet göstermeye hazırlandığının tespit edildiğini iddia ederek 2021-M-7356 sayılı YİDK kararının iptali ile 2019/101078 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; taraf markaları arasında karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, markaların sınıfsal olarak benzer olmadıklarını, markaların 11. sınıfta yer alan alt sınıflar bakımından birbirinden tamamen farklı emtiaları kapsadığını, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik olmadığını, davacı yana ait 2016 60325 tescil numaralı "..." markasının ise, mavi italik bir tonda yazıldığı, A ve L harflerinin üstte yer alan "buz" şekli ile birleştirildiği, K harfinin ise üstte "buz" şeklini ihtiva ettiğini, müvekkili markasının bütünsel olarak "... ENDÜSTRİYEL MUTFAK" olarak telaffuz edilmesi gerektiğini, ... ibaresi markasal bakımdan ayırt ediciliği çok düşük bir ibare olduğunu, coğrafi bir yer adı olduğunu, ... kelimesinin çok sayıda şirket/şahıs tarafından tescile konu edilmiş olduğunu, taraf markalarının ilgili tüketicilerinin ortalama tüketicilerin üstünde bir kitle olduğunu, müvekkili markasının endüstriyel ürünler ile ilgili olması, davacı yanın markasının da bu çizgide ürünlerde kullanılıyor olması karşısında, bu markalar ile muhatap olacak tüketici kesiminin ortalamanın üzerinde bir dikkat göstereceği, hatta belli sektörlerde faaliyet gösteren aktörler olacağı gerçeğinin karşısında markaların benzer görülmeyeceklerini, davacı markasının tanınmış olmadığını, dosyada bu hususta deliller olmadığını, davacı yanın gerçekleştirdiği delil tespitinin somut uyuşmazlıkla bir ilgisi olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın kısmen reddiyle ilgili verilen YİDK kararının reddedilen mal ve hizmet sınıfları yönünden yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent'den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu "... ENDÜSTRİYEL MUTFAK" ibaresinin 11. Sınıf emtialarda tescili amacıyla 18.10.2019 tarih ve 2019/101078 sayısı ile marka başvurusuna konu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 13.04.2020 tarih ve 346 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli 2016/60325 sayılı markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 11.11.2020 tarihli kararı neticesinde taraf markalarının benzer görüldükleri ve başvuru kapsamında yer alan “iklimlendirme ve havalandırma cihazları. Soğutucular ve dondurucular. Sanayi tipi pişirme, kurutma ve soğutma tesisatı” emtialarının çıkartılmasına karar verildiği, söz konusu karara karşı davacı yanca yeniden itiraz edilerek, başvurunun, kapsamında kalan emtialar açısından yeniden reddinin talep olunduğu, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 2021-M-7356 sayılı kararı neticesinde özetle; “2019/101078 başvuru numaralı "... endüstriyel mutfak" ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2016 60325 sayılı "..." ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK'nın 6/1maddesi uyarınca tümden reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile 2016 60325 sayılı "..." ibareli marka arasında üst düzeyde benzerlik bulunduğu görülmüştür. Bunun yanısıra, başvurunun eşya listesi kapsamında yer alan "SINIF 11: Katı, sıvı, gaz yakıtlı ve elektrikli ısıtma amaçlı cihazlar: kombiler, boylerler, kaloriferler petekleri, eşanjörler, sobalar, kuzineler; güneş enerjisi kollektörleri." malları ile benzer malların, 2016 60325 sayılı "..." ibareli markanın eşya listesi kapsamında yer aldığı belirlenmiştir. Markaların üst düzey benzerliği ve malların benzer olması hususları birlikte değerlendirildiğinde, işbu başvuru ile 2016 60325 sayılı "..." ibareli marka arasında, yukarıda sayılan mallar bakımından, 6769 s. SMK'nın 6/1 maddesi hükmü anlamında ilişkilendirilme/karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varıldığından, işbu itirazın kısmen kabulü gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı itirazlarının kısmen kabul edilerek başvuru kapsamından ayrıca bir kısım emtianın daha çıkartılmasına karar verildiği; eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 03/11/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu 2019/101078 sayılı marka kapsamında YİDK kararı sonrasında 11. Sınıfta kalan emtialar bakımından, taraf markaları arasında aynı ya da benzer nitelikte bir emtia benzerliğinin meydana gelmediği, bu anlamda her ne kadar taraf markaları, uyuşmazlık konusu emtialar açısından ayırt edici vasfı bulunan ve zayıf nitelikte değerlendirilemeyecek “...” ibaresini ortak olarak taşımakta ve bu durum karşılaştırılan işaretleri normal şartlarda benzer kılmakta ise de taraf markalarının emtia kapsamları itibariyle benzer olmamalarından ötürü SMK m. 6/1’in ön koşulu oluşmayacağından işaretler arasında karıştırılma ihtimalinin de meydana gelmeyeceği, davacı markalarının SMK m.6/5 kapsamında tanınmış olduğunu gösterir delillerin işlem ve dava dosyasında mevcut olmadığı, bu nedenle dava konusu markanın tescilinden kaynaklı SMK m. 6/5 maddesi koşullarının oluşacağı yönünde bir kanaate varılamadığı, davalı markasının tescilinin haksız rekabete sebebiyet vermeyeceği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir." şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen "halk tarafından karıştırılma ihtimali" konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, "iltibas tehlikesi" görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markası
... ENDÜSTRİYEL MUTFAK+şekil ...+şekil
(11. sınıf) (07, 11. sınıf)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, bilirkişi raporunda da izah edildiği üzere; davacı yanın önceki tarihli markasının temel olarak sanayi tipi soğutma amaçlı makine ve cihazlar, havalandırma ve klima santralleri, derin dondurucu – soğutucu cihazlar için hem sanayi hem de günlük kullanıma da konu soğutucu makine ve cihazlar, iklimlendirme amaçlı makine ve cihazlar ve bunların parça/aksamlarına ilişkin emtiaları kapsadığı, dava konusu marka başvurusu kapsamında ise bu emtialar ile benzer görülen emtiaların Kurum tarafından yapılan inceleme sonucunda çıkartılmasına karar verildiği, başvuruda kalan emtiaların ise temel olarak aydınlatma cihazları, jeneratör modelleri, sanayi ve gündelik kullanıma yönelik pişirme, kurulama ve kaynatmada kullanılan elektrikle ve gazla çalışan fırınlar, elektrikli tencereler, elektrikli su kaynatıcıları, mangallar, barbeküler, elektrikli çamaşır kurutucuları, saç kurutucuları ve el kurutma cihazları gibi elektrikli cihazlar, sıhhi tesisat ürünleri, su arıtma cihaz ve tesisatları, elektrikli ısıtıcılar, akvaryum ve sterilize edici cihazlar gibi emtiaları kapsadıkları, bu bağlamda dava konusu marka kapsamından YİDK kararı sonucunda çıkartılmasına karar verilen 11.02, 11.04 ve 11.05 alt gruplarındaki mallar dışında dava konusu marka kapsamında kalan emtiaların, benzer ihtiyaçlara yönelik makine ve cihazlar olmadıkları, bu ürünlerin ilgili tüketicilerinin nispeten farklılaştığı gibi, sektörel anlamda birbiri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde de olmadıkları, olağan şartlarda birbirlerini tamamlayıcı ya da birbirleri yerine ikame edilebilir özelliklerinin bulunmadığı, taraf markalarının aynı sınıfta yer alıyor olmalarının sınıf içerisinde yer alan tüm mallar açısından benzerlik şartını kendiliğinden oluşturmayacağı, YİDK kararı sonrasında kalan emtialar açısından markaların kapsamlarının yeterince uzaklaştıklarının değerlendirilebileceği, davacı markası kapsamındaki emtiaların oldukça sınırlı ve spesifik bir ürün grubuna yönelik olduğu, kalan emtiaların bu ürünler ile benzerlik taşımadıkları; davalı yanın fiili anlamda, YİDK kararı kapsamında reddine karar verilen emtialarda markasını kullanmaya devam ettiği/edeceği yönündeki davacı yan itirazının, SMK m. 6/1 kapsamında yapılan işbu değerlendirme açısından dikkate alınmasının mümkün olmadığı, sonuç olarak YİDK kararı sonrasında dava konusu marka kapsamında kalan emtialar açısından taraf markaları arasında emtia benzerliği bulunmadığı, SMK m. 6/1’in öncül koşulu taraf markalarının kapsamlarındaki mal ve hizmetler açısından benzerliği olup bu kriterin somut olayda meydana gelmediği değerlendirildiğinden SMK m. 6/1’in koşullarının da somut olayda oluşmadığı; taraf markaları arasında “...” ibaresinin esas unsur olarak kullanımından kaynaklı bir benzerlik hali mevcut ise de markaların kapsamlarındaki emtialar açısından meydana gelmeyeceği değerlendirilen benzerlik halinin SMK m. 6/1 koşullarının oluşmasını da engelleyeceği; taraf markaları arasında doğrudan bir benzerlik hali görülmediğinden, esasen haksız rekabetin özel bir düzenlemesi olan SMK m. 6/1deki koşullar da meydana gelmeyeceğinden haksız rekabete ilişkin koşulların da oluşmadığı; davacı yanın işlem ve dava dosyasında müvekkilinin “...” markalarının tanınmışlığını ortaya koyar nitelikte delillere yer vermediği, dava dilekçesindeki tanınmışlık iddialarını somutlaştırmadığı, bu haliyle taraf markaları arasında benzer görülmeyen emtialarda, dava konusu markanın tescilinden kaynaklı olarak SMK m. 6/5 koşullarının somut olayda meydana geleceği yönünde bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı, davacı yanın işlem ve dava dosyasında müvekkilinin “...” markalarının tanınmışlığını ortaya koyar nitelikte delillere yer vermediği, dava dilekçesindeki tanınmışlık iddialarını somutlaştırmadığı, bu haliyle taraf markaları arasında benzer görülmeyen emtialarda, dava konusu markanın tescilinden kaynaklı olarak SMK m. 6/5 koşullarının oluşmadığı da dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2022
Katip ... Hakim ...
¸ ¸
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!