T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/162
KARAR NO : 2022/382
DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin ilaç sektörünün lider firmalarından biri olduğunu, “...” markası dahil olmak üzere toplam 337 adet markasının bulunduğunu, “...” markalı ilacının etken maddesi deksketoprofen olan ... grubu, çeşitli formlarda üretilen ve piyasada tanınmış ve tercih edilen iyi bir ağrı kesici olduğunu, 2004/07602 sayısı ile 05. sınıf emtialarda tescilli olduğunu, dava konusu 2020/22577 numaralı ... markasına karşı ileri sürdükleri itirazların kurum tarafından reddolunduğunu, verilen kararın hatalı olduğunu, taraf markalarında “R V E L E S” harflerinin ortak olduğunu, bu durumun işaretler arasında işitsel benzerlik oluşturduğunu, müvekkili markasında "A" harfi olması; davalı markasında ise "N,E" harflerinin bulunması iki markanın telaffuzunda esaslı bir farklılık teşkil etmediğini, markaların bütünsel olarak birbirleri ile benzeştiğini, görsel olarak da "RVELES" harflerinin her iki markada ortak olduğunu, bu durumda işaretler arasında güçlü bir benzerlik oluştuğunu, dava konusu markanın tesciline izin verilmesinin, müvekkili markasını yıllar neticesinde oluşturduğu ayırt edicilik ve ticari itibardan haksız menfaat teminine yol açacağını, taraf markalarının kapsamlarının aynı olduğunu, 05. sınıfın 01. alt grubundaki mallarının tüketici profilinde doktor, eczacılar bulunmakla birlikte tüketici profili aynı zamanda genel tüketici kitlesi olduğunu, Beşeri Tıbbi Ürünlerin Sınıflandırmasına Dair Yönetmelik uyarınca; ilaçlar ''reçeteye tabi olan ürünler'' ve ''reçeteye tabi olmayan ürünler'' olarak iki kategoride satışa sunulduğunu, Yönetmeliğin 4/d maddesinde ''reçeteye tabi olmayan ürünler; reçetelendirilmesine gerek olmaksızın doğrudan eczanelerden temin edilebilen beşeri tıbbi ürünler'' olarak tanımlandığını, yasal düzenlemeler itibariyle hastalar, doğrudan eczaneden ilaç temin edebilmekte olduklarını, ... markalı ilaç bir ağrı kesici olduğundan reçetesiz satışı mümkün olduğunu, ilaç emtialarının tüketici kitlesi kapsamına doktor ve eczacı gibi uzman kişiler girebildiği gibi tüketici olan hastalar/tüketiciler de olabileceğini iddia ederek 2021-M-2617 sayılı YİDK kararının iptali ve dava konusu markanın tescili halinde 05 ve 44.sınıf mal ve hizmetler bakımından hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilek Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili markası ile davacı yan markası arasında hiçbir benzerlik bulunmadığını, markaların görsel anlamda birbirlerinden farklı olduklarını, yine işitsel olarak da hiçbir benzerliklerinin bulunmadığını, taraf markalarının dikkat seviyesi yüksek, bilinçli ve hatta çoğu zaman profesyonel alıcılardan oluşan bir tüketici kitlesine hitap ettiğini, müvekkili başvurusunu 01,05,31,35 ve 44. sınıflardan tescil edilmek istenildiğini, taraf markalarının ilaç sektörü ile doğrudan bağlantılı olduğunu, davacı yan her ne kadar "..." ilacının reçetesiz satıldığını dolayısıyla ortalama tüketiciye hitap ettiğini belirtse de, reçetesiz satılması bakkalda, markette, pazarda satılıyor anlamına gelmeyeceğini, reçetesiz satışlarda dahi tüketicinin, işin profesyoneli olan eczacıdan bu ilacı talep edeceğini, müvekkilinin 100'e yakın tescil edilmiş ya da tescil işlemi devam eden markası bulunduğunu, bu markalarda benzer bir imaj kullandığını, dava konusu markanın da bu markalarla benzer şekilde oluşturulduğunu, taraf markaları görsel, işitsel ya da kavramsal olarak benzer olmadıklarını, markaların bu aşamada artık 05 veya 44. sınıf açısından benzer olup olmadıklarına bakılmasına dahi gerek olmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve markanın hükümsüzlük koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent'den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu "..." ibaresinin 01 / 05 / 31 / 35 / 44. sınıf mal ve hizmet sınıflarında tescili amacıyla 21.02.2020 tarih ve 2020/22577 sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun, yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.03.2020 tarih ve 344 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli markasına dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalı yanın ise anılan itiraza karşı kullanım ispatı talebinde bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı’nın 21.02.2021 tarihli kararı neticesinde kullanım ispatı talebini incelemeksizin taraf markaları arasında karıştırılma ihtimaline yol açacak herhangi bir benzerlik bulunmadığı gerekçesiyle itirazları reddettiği, söz konusu karara karşı davacı yanca yeniden itiraz edildiği, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 13.04.2021 tarih ve 2021-M-2617 sayılı kararı neticesinde özetle; “2020/22577 başvuru numaralı "..." ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2004 07602 sayılı "..." ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK'nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan değerlendirme sonucunda, çekişme konusu "..."/"..." ibarelerinin, ortalama tüketicilerin dikkatinin yoğunlaştığı başlangıç kısımlarının farklı olması, ihtilaf konusu malların ortalama tüketicilerinin dikkat düzeyinin yüksekliği birlikte değerlendirilerek markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı görüşüne ulaşılmıştır. Markalar benzer bulunmadığından kullanım ispatına ilişkin evrakların incelemesine gerek görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının bir kez daha reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 14/06/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:dava konusu 2020/22577 sayılı başvuru kapsamında yer alan 05 sınıftaki “İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları.” ve 44. sınıftaki “Tıbbi hizmetler.” bakımından taraf markalarının aynı, aynı tür ya da benzer mal ve hizmetleri kapsadıkları, başvuruda yer alan sair mal ve hizmetler açısından taraf markalarının kapsamlarının benzer olmadığı, bununla birlikte taraf markalarını oluşturan işaretler arasında rapor kapsamında ayrıntılı olarak açıklanan nedenlerle ilgili tüketici kitleleri ve taraf markalarını oluşturan kelimelerin harf dizilimsel, fonetik ve hatta kavramsal açıdan oluşturduğu somut farklılıkların bütünE olan etkileri nedeniyle karıştırılma ihtimaline yol açacak bir benzerliğin bulunmadığı, dosya kapsamında davacı markasının tanınırlığını göstermeye elverişli yeterli delil mevcut olmadığından SMK m. 6/5 kapsamında bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir." şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen "halk tarafından karıştırılma ihtimali" konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, "iltibas tehlikesi" görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;
Davalı Markası Davacı Markası
... ...
(05 ve 44. sınıf) (05. sınıf)
Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı yanın önceki tarihli markası kapsamında 05. sınıfta yer alan 05.sınıf: İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar tıbbi amaçlı kimyasal ürünler diş hekimliği için ürünler, hijyenik ürünler, zararlı bitkileri, hayvanları ve mantarları imha edici maddeler emtialarının ile dava konusu marka başvurusunda 05. sınıfta yer alan İnsan ve hayvan sağlığı için ilaçlar, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal ürünler, tıbbi ve veterinerlik amaçlı kimyasal radyoaktif maddeler, ilaç ihtiva eden kozmetikler. Tıbbi ve veterinerlik amaçlı kullanıma uygun diyetetik maddeler; insan ve hayvanlar için diyet takviyeleri, gıda (besin) takviyeleri; zayıflama amaçlı tıbbi müstahzarlar; bebek mamaları; tıbbi amaçlı bitkiler ve tıbbi amaçlı bitkisel içecekler. Diş hekimliği için ürünler (aletler/cihazlar hariç) : diş dolgu maddeleri, diş kalıbı alma maddeleri, protez ve yapay diş yapıştırma ve tamir maddeleri. Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler. Zararlı böcek, zararlı bitki, zararlı mantar ve kemirgenleri yok edici maddeler. Dezenfektanlar, antiseptikler (mikrop öldürücüler), tıbbi amaçlı deterjanlar, ilaçlı sabunlar, dezenfekte edici sabunlar, antibakteriyel el losyonları. 44.sınıf: Tıbbi hizmetler emtiaları arasında aynı, aynı tür ya da benzerlik düzeyinde bir ilişki mevcut olduğu gibi yine 44. sınıftaki “tıbbi hizmetler” ile de özellikle “ilaç” emtiaları bakımından mal ve malı ticarileştirildiği sektöre yönelik hizmetler arasında benzerlik düzeyinde bir ilişki hali bulunduğu görülmektedir.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; ... ibareli başvurunun elips/oval yapılı turkuaz renkli bir logonun orta noktasına şekil ile uyumlu bir açıdan beyaz renkte harflerle yazılmış “...” kelimesinden oluştuğu, “...” kelimesinin İngilizce “güçsüz, sakin, serinkanlı” gibi anlamlara gelen bir kelime olduğu, başka bir ifadeyle somut bir anlama haiz yabancı bir sözcük olduğu, bu anlamının ilgili tüketicilerin niteliği düşünüldüğünde bir kısım tüketici açısından bilinebilir olacağı, bir kısım tüketici açısından ise bu anlamının bilinemeyebileceği, buna göre kelimesinin “ner-ve-les” şeklinde yazımına uygun biçimde ya da “nörv-lıs” şeklinde İngilizce telaffuzunun mümkün olacağı, markadaki tek ayırt edici ve asli unsurun bu ibare olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacı yanın önceki tarihli markasının ise “...” şeklinde olup anılan ibarenin bilinen bir anlamının bulunmadığı, yazımına uygun şekliyle “ar-ve-les” olarak üç hecede telaffuz edileceği, anlaşılmaktadır.
Taraf markaları bu haliyle karşılaştırıldıklarında her iki taraf markasının da “R-V-E-L-E-S” harflerini aynı sıralamayla sözcüklerin son sesi olarak taşıdıkları, dava konusu markanın son sesinde “s” harfinin tekrarlı kullanımının bu algıyı değiştirmediği, bununla birlikte dava konusu markanın başlangıç sesini “NE” harflerinin davacı markasının başlangıç sesini ise “A” harfinin oluşturduğu, her iki ibarenin başlangıç seslerindeki bu farklılığın işaretler arasında görsel, fonetik ve hatta İngilizce bilen tüketiciler nezdinde somut kavramsal farklılıklar oluşmasına neden olduğu, kelimelerin son seslerinin benzerliğine rağmen başlangıç seslerindeki belirgin farklılık hali ile ve ayrıca “NÖRV-LIS” – “AR-VE-LES” şeklindeki telaffuzlarının dahi tamamen farklı oluşlarının işaretlerin birbirinden yeterince ve somut bir şekilde uzaklaşmaları sonucunu doğurduğu görülmektedir.
Taraf markalarının bütünsel algılarında birbirlerinden somut bir biçimde uzaklaştıkları bu durumda, tüketici kitlelerinin niteliğinin dikkatli, bilinçli ve seçici kimseler mi yoksa ortalama dikkat ve özen seviyesine mi sahip kimseler oldukları konusunun bir önem atfetmediği, zira işaretler arasındaki belirgin farklılık halinin, bu iki işaretin herhangi bir tüketici grubu nezdinde ilişkilendirilme ihtimali halini dahi ortadan kaldırır düzeyde olması sonucunu doğurduğu değerlendirilmektedir. Zira ortalama bir tüketicinin, taraf markalarının salt birtakım harf dizilimsel benzerlik taşımalarından kaynaklı aralarında bir ilişki kurması mümkün olmadığı gibi “RVELES” şeklinde hiçbir anlam işaret olmayan bu ortak harf dizilimi üzerinden bir algı edinimi mümkün görülmemektedir.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, başvuru kapsamında yer alan emtialar ve bu emtiaların ilgili tüketici kitlelerinin niteliği göz önüne alındığında, taraf markaları arasındaki bir kısım harfler bakımından oluşan fonetik benzerliğin markaların bütünsel algılarında oluşan belirgin farklılığın önüne geçmeye yeterli olmadığı, taraf markalarının gerek görünüm gerekse de telaffuz esnasında kulakta yarattığı algı açısından yeterince farklılaşmayı başardığı, bu iki ibarenin 05 ve 44. sınıflarda benzer görülen mal ve hizmetlerin ilgili tüketicileri ve hatta ortalama tüketiciler nezdinde dahi ilişkilendirilme ihtimallerinin bulunmayacağı, hal böyleyken işaretler arasında iltibas ihtimali mevcut olmadığı gibi tespiti yapılan ilgili tüketici nezdinde markaların aynı iktisadi – idari kaynaktan geldiği veya birbirlerinin serisi olarak algılanacağı kanaatine varılmasının da mümkün olmadığı; davacı adına tescilli "ARVALES" esas ibareli marka ile davalının "..." ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının "..." markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmaması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re'sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2022
Katip ... Hakim ...
¸ ¸
Dilekçeniz oluşturuluyor. Bu süreç biraz zaman alabilir, ancak sıkılmamanız için aşağıda dilekçe oluşturulmasını istediğiniz konuda benzer içtihatları listeledik. İncelemek isteyebilir veya bekleyebilirsiniz. Dilekçeniz oluşturulduktan sonra ekranda sizinle paylaşılacaktır. Sabrınız için teşekkür ederiz!